Dilara PEKER

Blogger tarafından desteklenmektedir.
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • KATEGORİLER
    • Alışverİş
    • Bakım
    • Güzellik
    • KİşİSEL
    • Sağlık
    • Ürün İnceleme
  • İletİşİm

 Merhabalar,

(Artık sadece mail giriş cümlesi benim için bunu yazmak, nereden nereye... )

Yıl olmuş 2021. 

En son 2019'da yazmışım geri döndüm diye. Biraz da geçmişe döndüm, maziye baktım. Üniversite zamanlarında başladığım, kendime hobi edindiğim hatta bazen de kazanç sağladığım bu mecradan ne kadar da uzaklaşmışım. Oysa ne kadar severek yazardım.

Hayat işte.

Sizi farkında olmadan bambaşka tempolara sokuyor. Hobi dediğiniz şeylerden uzaklaştırıyor. Kendinizi bile unutmanızı sağlıyor.  Makyaj, benim için hobi iken artık sadece sabahları işe giderken yüzüme renk gelsin diye yaptığım bir işlemden ibaret oldu. Nerede o renk renk paletler :)

Kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun deselerdi olduğum yeri tahmin edemezdim. 27 yaşımda; başardıklarımla, kendimle, gurur duyuyorum. Ama kariyer basamaklarını çıkarken, kendimden de ödünler veriyorum. Başarılı insanların yalnız olma sebebi de bu olabilir belki. İstediğiniz kadar hedefler koyun, yine de yenik düşebiliyorsunuz. Bende öyle oldu. Plansız olun diyemem ama akışa ayak uydurmak gerekiyor bazen. Sonuçta her şey zamanında güzel.

Bakın hala 8 yıl önce açtığım buraya içimi dökebiliyorum. Bazı şeyler iyi ki var.


Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalaar,

Uzun zamandır buralarda yoktum. Beni çook eskilerden takip edenleriniz hala aramızda varsa belki hatırlıyordur sitemi .com uzantılı hale getirmiştim. Aslına bakarsanız o işlerle ben ilgilenmiyordum. Malum sebeplerden ötürü o işler bana kalınca yanlışlıkla blogu ve instagram hesabımı silmiş bulundum. Neredeyse 1 yıl ulaşılamayan bir site olarak kaldı burası. Sonra artık canıma tak edince ordan araştır burdan bul derken tekrar blogspot.com olarak geri kazandım sayfamı. E sizlerden de güzel bir desteği hak ettim bence ne dersiniz?

Artık burada ve instagramda bende varım!

İnstagram'dan takip etmek isterseniz, tam buraya tıklayarak sayfama abone olabilirsiniz.
Facebook'tan takip etmek isterseniz, tam buraya tıklayarak sayfama abone olabilirsiniz.
Blog'umu takip etmek isterseniz, tam buraya tıklayarak sayfama abone olabilirsiniz.
Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,

Biz kadınlar yeni çıkan herşeyi merak ediyoruz, alışveriş yapmak ruhumuzda var. Özellikle de kozmetikte renk skalası o kadar yüksek ki, takip etmek neredeyse zor. Far paletleri de bunların başında geliyor. Bugün inceleyeceğimiz ürün ise Türkiye'ye gelmesini merakla beklediğimiz;

Maybelline The Blushed Nudes



Makyajda açık renklerden hoşlananlar yada makyaja yeni başlayanlar eminim bu paleti beğeneceklerdir. Bu paletin avantajı ise açık renklerin yanı sıra koyu renklere de yer verilmiş olması. Beni heyecanlandıran da zaten bu koyu renklerin içindeki ışıltı olmuştu.




 Bu arada paletin tamamı ışıltılı renklerden oluşuyor fakat açık renklerin içinde yoğun bir ışıltı yok. Açıkçası çok bir pigmenti de yok. Bazsız kullanılmaması gerekiyor çünkü hem renklerini vermiyorlar hemde kalıcılıkları çok iyi değil, renkler uçup gidiyor. Bunlara rağmen farın dağıtılması oldukça kolay. 





Makyaja yeni başlayanlar için renklerin kullanımı çok uygun ve dağıtması kolay.







 Benim bu paleti alma sebebim ise koyu renkleriydi. Aradığım pigmenti bulamadım ama yinede renklerin güzelliği kullanmam için yeterli oluyor.

Sevgiler...

Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalaar,

Başlıktan anladığınız üzere saçlarımı pembe yaptım! 

Gerçi ben bu yazıyı yazana kadar akıp gittiler ama olsun tüm detaylarıyla renkli saç dosyası karşınızda...


Çocukluktan bu yana her kız çocuğu gibi benimde hayalimdi pembe saçlar, en sonunda cesaretimi topladım ve yapmaya karar verdim. İnternette yaptığım araştırmalar sonucu  Jean Color diye bir marka var ve renk skalası oldukça geniş. Pembenin de bir çok rengi vardı ama ben riske atmayarak direk pembe olanını seçtim. Boyamı N11.com sitesinden şipariş verdim. İndirimle birlikte 20 TL'ye boyamı satın almış oldum. Siz kuaför malzemesi satan yerlerden de temin edebilirsiniz. Kargo 3 gün içinde elime ulaştı.



Boyanın rengi pakette pembe değil, bordo - kırmızı arası bir renk duruyordu ve bu beni korkuttu açıkçası. Kullanımı da direk saça uygulama şeklinde fakat boya o kadar yoğun kıvamlı ki saça sürmek ayrı, onu saça yedirmek ayrı bir dert olurdu. Bende hem boyayı inceltmek hemde rengini biraz olsun açmak amaçlı saç kremiyle karıştırarak kullanmayı tercih ettim. Benim saçım çok olduğu için göz kararı yarım şişe saç kremine yarım paket boya koydum. Siz saçınıza göre ayarlayabilirsiniz.

NOT: İyi ki böyle yapmışım iyi ki! Öyle bir renk oldu ki adeta ateş ediyordu saçlarım. Direk uygulasam nasıl bir renk olurdu ve ne kadar sürede saçımdan akardı bilemiyorum.

Saçımı tutamlara ayırarak boya fırçasıyla uyguladım. Renkten dolayı korktuğumdan 10 - 15 dakika arası beklettim. Belki biraz daha bekletebilirdim, tutmayan yerler olmuş çünkü. Yıkadıktan sonra saçlarımı tararken zorlandım, saçlarım biraz lastikleşmişti ama kuruduktan sonra düzeldiler, sadece ilk yıkamada o şekilde oldu nedenini bilmiyorum.


Ne kadar yıkarsanız yıkayın saçlarınız ıslakken her yeri boyuyor. Saçımı kurutana kadar havlu, t-shirt ne varsa pembe yapmayı başardım. En güzel özelliği ise yıkayınca geçiyor olması! Boyanın kendisi su bazlı olduğu için su ile temas ettiğinde lekelerin tamamı geçiyor. Zaten saçınız kuruduktan sonra her hangi bir şeye renk vermiyor. 

Boyayı şaçlarımın tamamına uygulasam da saçımın koyu olan yerlerine renk vermedi malesef. O yüzden tavsiyem saçınız benimki kadar koyuysa hiç bu işlere kalkışmamanız.


Rengi şişede koyu dursa da aslında aşırı fosforlu bir pembe boyamadan önce iyi düşünün derim. Öyle kolay kolayda saçtan akmıyor. Benim ilk 2 hafta rengi gram oynamadı. Sonrasında fosforu gitti, normale döndü. Şuan ikinci aya girmek üzereyim ve toz pembe rengine döndü. Toz pembe hali bile çok hoşuma gitti tekrar boyamadım öyle geziyorum. 

Benim için macera olmuş oldu, iyi ki yapmışım diyorum en azından içimde kalmadı denemiş oldum. Beğenen de çok oldu beğenmeyen de. Beğenmeyen oldu dediysem rengi çok canlı buldular, şuan herkes halinden çok memnun :)

Sevgilerlee...


Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,

Havalar böyle sıcak giderken, her gün duş almak dışında başka bir şansımız kalmıyor.
En çok hangi bakım ürününü kullanıyorsun diye sorsalar herhalde vereceğim cevap duş jeli olur. Hal böyle olunca da bir duş jeli yazısı gelmeli diye düşündüm. Duş jelin de çeşitliliği sevdiğimi söylemiştim. Hazır indirimde varken kesinlikle sepete atmalık önerim var size!

Bugün sizlere Gratis'ler de satılan Bee Beauty markasına ait duş jellerinden bahsetmek istiyorum.



Toplamda 5 çeşidi bulunuyor; Kahve, çikolata & portakal, limon, çilek ve en son çıkan vişne.
Şu çeşitlere bakar mısınız, insanın iştahını açmıyor mu ama?

Kokuları da aynen öyle, insanda tadına bakma isteği uyandırıyor. Çeşit fazlalığının yanı sıra en güzel yanlarından birisi de fiyatının sadece 4,95 TL olması ve indirimde 2,95 TL'ye kadar düşüyor olması.

Ben kahveli ve çilekli olanına şans vermek istedim. Limon duş jelin de pek tercihim olmuyor. Çikolata & Portakal sırada bekliyor, vişneli olan ise yeni çıkmış henüz mağazalarda denk gelmedim.



 Açıkçası kahveli duş jeli kokusu harika olsa da tende ağır olur mu diye bir korkum vardı ama korktuğum başıma gelmedi. İnsanı bayıltan, ağır bir kokusu yok. Banyo keyfi yapmak, kendimi şımartmak istediğim zaman tercihimi kahveli olandan yana kullanıyorum.



Çilek kokulusu ise o kadar güzel ki, insanda resmen mutluluk sağlıyor. Sabahları güne güzel başlamak için ideal. Enerji dolu hissetmek istediğimde de tercihim çilekten yana oluyor.

Her ikisininde köpürmesi gayet başarılı, kokuları kalıcı, nem verme konusunda bir tık eksik kalabilirler. Fiyat - performans açısından kesinlikle alınması gereken ürünler.

Sevgiler.
Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,

Bugün Maybelline Push Up Angel maskarasından bahsetmek istiyorum.




Maskara seçiminde hayal kırıklığına uğramak çok kolaydır. Çünkü hepsi bir arada olsun isteriz. Angel'dan beklentiniz siyahlık, hacim ve dolgunluk ise yazının devamını okumanıza gerek yok, sizi buradaki (Tık Tık) maskara yazısına alabilirim.



Hakkında o kadar çok konuşuldu ki, bir de benden duyun istedim. Bir anda farklı fırça yapısıyla dikkatleri üzerine çekti. Hatta bir çok kişi üst kirpiklerine uygulamaya korkmuştu. İnce, hafif bombeli, minik tutucu fırçalara sahip. Bakıldığı zamanda alt kirpikler için biçilmiş kaftan şeklinde bir fırça yapısına sahip. Gel gelelim üst kirpiklerde nasıl?


Tek kat uygulanmış hali.

Klasik maskara fırçası anlayışını bozan Angel, alıştığımız tombul fırçaları kullanmaktan çok daha kolay. İnce olması sebebiyle ilk başta bir kaç kere göze sokma riski yaşansa da alışınca kullanım kolaylığı sağlıyor. Üstündeki kısalı uzunlu plastik kıllar sayesinde kirpikleri dipten uca yakalıyor ve adeta tarıyor. Bu sebeple tek tek ayrılmış uzun kirpiklere sahip oluyorsunuz.

İki kat uygulanmış hali.


Tek kat uygulamak bile doğallık sevenler için günlük kullanımda yeterli. Kirpik yapısına da bağlı ama ikinci katta adeta kaşa değen kirpiklere sahip oluyorum ben. Tek kat uygulamanın tek eksisi ise kirpiklerde yeterli tutuculuğu sağlamıyor ve gün içinde kirpiklerde ki o uzunluk biraz kendisini salıyor. İkinci katta hiç bana mısın demiyor taş gibi duruyor ama.

Rimeller ilk açıldığında ıslak bir yapıya sahip olur, sonrasında kullanımla birlikte normale döner. Islak yapıda olması kullanımı kolaylaştırsa da bulaşma yapmasından dolayı eksi bir özelliktir. Angel, ilk gün açıldığı gibi hep ıslak kalıyor. Fakat fırçası yönünden bulaşma riski ortadan kalkıyor. Bunu da eklemek isterim.

Kısacası benim sevdiğim ve sürekli elimin gittiği, tekrar alacağım bir ürün oldu.

Sevgiler...
Share
Tweet
Pin
Share
No yorum

Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.

                                                               

Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim). 

UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.

                                     

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,


İlk izlenim her zaman önemlidir değil mi? 
İlk görüşmede her insanın dikkat ettiği bazı şeyler vardır. Benimkilerde dişler!

Benim gibi takıntılı olan insanları heyecanlandıran, anında beyazlık sağladığını iddia eden Signal yeni diş kalemini piyasaya sürdü. İnceleyeceğimiz ürün;

Signal White Now Touch



Signal, bildiğiniz üzere ağız ve diş bakımı konusunda uzmanlaşmış, başarılı markalarından birisidir. Bu konuda sağladığı güvenden dolayı ürün hakkında pozitif düşüncelere sahiptim. Piyasada bir çok diş kalemi bulunmakta ama bu ürünü diğer diş kalemlerinden ayıran devamlı kullanımda bir beyazlık sağlama vaadinin olmaması. Yani kısaca anı kurtarmalık bir ürün. Hal böyle olunca da anı kurtardığına göre oldukça başarılı diye düşündüm ve yüksek fiyatına rağmen alma cesaretinde bulundum.

Nasıl kullanıldığına bakalım;

Ürünü çalkalayıp, ucundaki kısıma beyazlatıcı madde gelinceye kadar arkasındaki butona basıyoruz, 3 - 4 defa basmak yeterli oluyor. Sonra dişlerinizi kurulamanız gerekiyor. Dişleri kuru tutmak oldukça zor oluyor bu arada. Çıkan ürünü üst dişlerde yukarıdan aşağıya, alt dişlerde de alttan yukarıya olacak şekilde her dişe ayrı ayrı uyguluyorsunuz. 1 Dakika kadar kurumasını bekliyorsunuz. İşlemimiz bu kadar.

Uygulama sırasında;

Uygulamayı yaparken her dişe eşit miktarda uygulamanız gerekiyor çünkü dişinizin üzerinde ince katmanlar meydana getiriyor. Diş diplerine dikkat etmek gerekiyor çünkü katman katman bir görüntü oluşuyor. Diş diplerine yakın uygulamak ise oldukça zor çünkü dişlerin kuru olması gerekiyor. Sıvıyla temas ettiği an diş etinizi yakıyor ve kalemin ucu ürünü düzgün uygulamıyor, kaleminde ucunu kurulayıp tekrar ürün basmak gerekiyor. 

Beyazlatıyor mu?

Dişlerinize sürdüğünüz her katman dişlerinizi biraz daha beyazlatıyor. Bembeyaz yapıyor mu? tabi ki hayır, çok hafif bir beyazlık katıyor ve bence dişleri matlaştırıyor diyebilirim. 

Ne kadar süre dişte kalıyor?

Dişlerinizi tekrar fırçalayıncaya kadar kalıyor. Bir şeyler yiyip içince geçmiyor yani. Merakıma yenik düştüm ve tırnağımla kazıdım, hemen çıktı. Katmanı ince şekilde uygulamak o anlamda avantaj sağlıyor fakat bu seferde beyazlatmıyor.

Kısacası farklı bir ürün girişimi olmuş ama verdiği vaatleri kesinlikle karşılamıyor ve fiyatı oldukça yüksek. Tekrar alırmıyım diye soracak olursanız, kesinlikle almam. 

Sevgiler...


Share
Tweet
Pin
Share
2 yorum
Merhabaa,


Ben 23 oldum.

Doğum günüme yakın bir zamanda mutsuz edici olaylar yaşamış olsam da, bütün bunların yeni bir başlangıç olmasını istemekten başka bir şey dileyemiyorum malesef.

22 yaş,

Hayatımın en büyük cesaretini gösterdiğim bir yaş oldu. Çok sevmeyi, sevilmeyi, güçlü durmayı, sabır göstermeyi, en çokta kendimi ifade etmeyi başardığım bir yaş oldu.

Hayatımda büyük değişikler oldu. Üniversiteden mezun oldum, bambaşka bir şehirde yüksek lisansa başladım, aşık oldum, yeni bir düzen kurdum, yeni insanlar tanıdım, çok ağladım, bir o kadar da güldüm.

Benim büyüdüğüm yaş oldu 22.

Yeni yaşım bana bilgi, mutluluk, yenilikler getirir umarım.
23 bana; yeni yollar açacak, kendimi geliştirecek,  güzel başlangıçlar sağlayacak buna inanıyorum.
Share
Tweet
Pin
Share
2 yorum
Merhabalar,

Elseve mucizevi yağ serisiyle başarısını sürdürmeye devam ediyor. Ve yeni üyesi;
 Elseve Mucizevi 2'li Bakım İksiri + Parlaklık serumu
Fiyatı; 15 TL

İçerisinde 6 farklı çiçek özü bulunduran bu sprey saçı beslemeyi, dış etkilerden korumayı ve kolay taramayı vaad ediyor. Diğer serilerinde de söylediği gibi saçı ağırlaştırmadığını, kuru ve nemli saça uygulanabileceği yazıyor. Ürün 2 fazdan oluşuyor.  Alt kısımı yağ, üst kısımı ise simli su şeklinde bir görünüme sahip. Kullanmadan önce iyice karıştırmanız gerekiyor.


Ben duştan sonra suyunu aldığım nemli saçıma uyguluyorum. Şişenin 2/3'ü yağ gibi görünse de kullanım sırasında her hangi bir yağ hissi uyandırmıyor. Fön suyu gibi düşünebilirsiniz. Spreyli olması kullanımını kolaylaştırıyor. Saç diplerine gelmeyecek şekilde, daha çokta uçlarına sıkıyorum.Taramayı kolaylaştırdığı kesinlikle doğru. Birbirine girmiş saçlarımı yolmadan taramamı sağlıyor. Besleme konusu tabiki de reklam amaçlı. Kırıklarım hala yerlerinde duruyorlar. İçindeki simli su kısmından dolayı sanırım saçınıza resmen ışıltı katıyor. Geçici bir olay olsa da duş sonrası harika kokusu ve verdiği ışıltıyla sizi mutlu etmeyi başarıyor.

Açıkçası bu üründen ne beklediğinize bağlı. Saçımı taramada kolaylık sağlaması ve geçici olarak verdiği parlaklıktan dolayı sevdiğim ve tekrar alacağım bir ürün oldu kendisi. Amacınız bakım yapıp beslemesi ise eğer o zaman yağına yada kremine bakmanızı öneririm.
Share
Tweet
Pin
Share
7 yorum
Merhabalar,

Uzun zamandır fondöten yazısı yazmadığımı farkettim. Vadettikleriyle daha ülkemize gelmeden ünü yayılan Maybelline Fit Me fondötenini incelemenin zamanı geldi diye düşünüyorum.


Fit me fondöten; karmadan yağlı ciltlere kadar uzanan cilt tipleri için tasarlanmış, matlık sağlayan, gözenekleri gizleyen, ciltle kusursuz bütünlük sağladığını iddia ediyor.

Karmadan yağlı ciltlere kadar uzanan cilt tipleri için uygun mu?

Ben T bölgesi yağlı, yanak kısımları ise kuru ve sivilce izleri olan bir cilde sahibim. Yağlı ciltlerin istediği kadar mat durmayan, karma ciltler için belki sayılabilecek, kuru ciltlerin ise kesinlikle uzak durması gereken bir fondöten.


Matlık sağlıyor mu?

Fondöteni ilk sürdüğünüz zaman kesinlikle mat bir görüntüyle karşılaşmıyorsunuz. Sünger ile uyguladıysanız eğer hafif ıslak bir görüntü bile karşınıza çıkabiliyor. Zamanla ciltte pudralaşıyor ve matlık sağlıyor. Şunu da eklemeliyim bu zamana kadar kullandığım mat fondötenlerin hiç birisine benzemiyor, bence yeteri kadar mat durmuyor. Yağlı ciltlerin istediği matlığı verdiğini sanmıyorum. Benim karma cildimde bile gün içinde inanılmaz derecede parlama yaptı!


Gözenekleri gizliyor mu?

Matlık sağlayan fondötenlere göre yapısı oldukça ince ve akışkan. Bu yüzden diğer fondötenlerden 1-0 önde başlıyor olsa da kapatıcılığı benden sınıfta kaldı. Gözenekleri kapatması da bu nedenle pek mümkün olmuyor.


Ciltle kusursuz bütünleşiyor mu?

Bahsettiğim gibi ürün ince yapılı, kapatıcılığı matlık sağlayan diğer fondötenlere göre az. Herkesin fondöten arayışı farklı olabilir tabi ki. Benim fondöten de aradığım cildimde ki kızarıklıkları ve sivilce lekelerimi  kapatması, T bölgemi ise matlaştırmasıdır.

Ürün sadece matlık isteyen, kapatıcılık kısmıyla çok fazla ilgilenmeyen kişilerin hoşuna gidecektir eminim. İnce yapılı olması tekrar tekrar uygulayarak kapatıcılığını arttırabileceğiniz türden değil. İlk sürdüğümde istediğim matlığı sağladı. T bölgemi matlaştırırken yanak kısımlarımda kabuk kabuk durdu. Cildimdeki rengi eşitlemedi. Günü kurtarmaya yardımcı olamadı kısacası benden sınıfı geçemedi,

Sevgilerle.
Share
Tweet
Pin
Share
32 yorum
Merhabalar,

Sizlere her derde deva bir üründen daha bahsetmek istiyorum bugün; 
Organik Hindistan Cevizi Yağı

Yemekten tutunda, saçınıza, elinize, yüzünüze her yerinize süre bildiğiniz ve hepsinden de fayda gördüğünüz bir yağ düşünün. Zeytinyağının da aynı işlevleri gördüğünü söyleyebilirim. Fakat Hindistan cevizi için; o kadar da vıcık vıcık olmayan, yıkama hissi uyandırmayan ve eminim ki daha hoş kokan versiyonu diyebiliriz.

Açık konuşmak gerekirse yemeklere katmaya cesaret edemedim, sonuçta kokusu baskın bir yağ ve hangi yemeğe yakışır bilemedim. Belki bir gün sağlıklı beslenmeye falan başlarsam smootielerime koyabilirim. Buraya bir parantez açmak ve hayaller hayatlar demek istiyorum...

Şimdi başlayalım tepeden tırnağa ne için kullandığımı incelemeye.

SAÇ; 

Malum bende saç çok fazla, o yüzden tüm saça uygulayıp arındıramamaktan biraz korktuğum için genellikle duş sonrası nemli saç uçlarıma az miktarda uygulamayı tercih ediyorum. Gerçekten güzel bir parlaklık veriyor. Ama parlaklık katıyor diye siz siz olun bol bol sürmeyin sonra insanlar saçlarına ne sürdün öyle diye yadırgayan gözlerle size bakıyorlar. Saçlarımdaki değişimi görmek isterseniz Yanmış saç bakımı yazımı okuyabilirsiniz.

YÜZ: 

Bir kaç kere yüz makyajımı çıkarmayı denedim fakat hoşuma gitmedi. Cildimi fondötenden arınmış hissedemedim. Ama göz makyajını çıkarmada oldukça başarılı, waterproff maskarayı bile kolaylıkla çözüyor. Aynı işlevi vazelinde görüyor gerçi ama sonuçta bu organik bir ürün. Dudaklara sürmeyi de sevemedim çünkü dudakta hızlı emilmiyor ve o yağlı his beni huzursuz ediyor.

VÜCUT: 

Cildi nemlendirmesi muazzam. Özellikle lazer epilasyon sonrasında vücudum aşırı kabarıyor ve hindistan cevizi sayesinde yatıştırıyorum, hiç body buttera falan gerek kalmıyor alıyorum avucuma istediğim gibi sürüyorum. Ayrıca çatlaklarım oluşmasın diye önlem amaçlı karın, basen, bacak ne varsa sürüyorum. Dudaklar için söylediğimi vücut için söyleyemem çünkü ciltte emilmesi gayet hızlı.

Emilmesi kolay, verdiği nem yeterli, hissettirdiği yumuşaklık güzel, kokusu harika daha ne isterim ki!


Fiyatı; 48 TL

Fiyat olarak belki başta pahalı gibi görünebilir ama kesinlikle hemen bitecek bir ürün değil. Fiyat performans açısından da kesinlikle başarılı. Keşke yüksek paralar verdiğimiz herşeyden de bu kadar memnun kalabilsek. Dikkat edilmesi gereken önemli nokta ise aldığınız hindistan cevizinin gerçekten organik olup olmadığı. Organik hindistan cevizinin normalde katı, beyaz kıvamda olması yani donması gerekiyor. Ben yağımı şuana kadar hiç sıvı hale gelicek kadar erimiş görmedim. Ve normalde de katı halde muhafaza etmek gerekiyormuş. Bilginize hanımlar.

Sevgilerle...


Share
Tweet
Pin
Share
20 yorum
Merhabalar,

İtiraf etmem gerekirse almaktan en çok zevk aldığım şeylerde duş jelleri ilk 3'ü zorlar. Koku anlatma konusunda kendime çok güvenemediğim için bu zamana kadar duş jeli yazma konusunda çekinmiştim fakat bana bu tabuları yıktıran Creıghtons duş jelleri oldu.

Fiyatı: 7,50 TL

Kendisiyle karşılaşmamız tamamen şans eseri oldu. İndirim zamanı raflarda ne var ne yok diye bakınırken sadece koklamamla başladı herşey. Ben duş jeli konusunda çeşitliliği seven, duşunda en az 3 çeşit duş jeli bulunduran bir insanım ve bu yüzden de çok çok sevmediysem tekrar aynı ürünleri almak yerine yenilerini deneme heyecanına kapılıyorum. İşte bu ürün bana kendisini tekrar aldırttı hemde 500 ml olmasına rağmen. İlk önce Vanilya & Macadamia çeşitini deneyip kokusuna hayran kalınca diğer çeşitlerini de denemek istedim ve Mango & Papaya aromalı olanını da satın aldım.

Kokladığınızda burnunuza gelen o müthiş koku, duş sırasında sıcak suyla tüm banyonuza yayılıyor ve size keyfini çıkartmak kalıyor. Ayrıca banyo köpüğü olarakta kullanılabiliyormuş. Buradan da anlayabileceğiniz gibi köpürmesi gayet başarılı. Diğer duş jellerinin aksine jel kıvamında değil de yoğun kremsi bir kıvamda. Az miktarı bile köpürmeye yetse de miktarını kokusundan dolayı biraz abartıyor olabilirim. Durulanması kolay, Cilde verdiği kayganlık ve yumuşaklık ise uzun süreli değil malesef. Ama kokusu saatlerce teninizde kalıyor.

En azından benim için gidip bir kere koklar mısınız lütfen?
(Gratislerde bulabilirsiniz.)

NOT: Duş jelinin üzerinde bile kokusuna aldanıp sakın yemeyi denemeyiniz yazıyor siz düşünün!
Share
Tweet
Pin
Share
3 yorum

Siz de ankastre renginin mutfaklara çok yakıştığını düşünenlerden misiniz? Bu yıl ankastre renklere ilgi çok fazla: Gümüş grisi bu renk, mutfaklarda hakikaten güzel duruyor ve bulunduğu her ortama değer katıyor. En çok da buzdolabı modellerine yakıştığını düşünüyorum, ankastre renkli buzdolapları mutfakların gerçekten de havasını değiştiriyor. Bu nedenle Uğur Soğutma’nın UES 585 D2K NFI A++ isimli buzdolabı modelini görür görmez sipariş etmeye karar verdim: Ankastre renginin en şık tonunu kullanıyor.


Sevdiğim bir renge sahip olması, tek tercih nedenim değildi elbette. Uğur Soğutma’yı gayet iyi tanıyorum, 60 yıldan fazladır derin dondurucu modelleri ile soğutucu cihazlar üretiyor. Açıkçası, bu sektörde rakibi olduğunu düşünmüyorum ve buzdolabının da bir soğutma uzmanından alınması gerektiği kanaatindeyim. Hem markayı, hem de ankastre rengini görür görmez satın alma kararı vermem bundan kaynaklanıyor. Buzdolabını yaklaşık 3 aydan bu yana kullanıyorum ve izlenimlerim şöyle:
 

İç hacmi 585 litre ve fazlasıyla yeterli geliyor. Açıkçası bu büyüklükteki bir iç hacmi, çoğu marka ancak en üst düzey ve en pahalı modellerinde sunabiliyor. ’da ise standart geliyor! Buzdolabı içerisindeki şeffaf sebzelik bölümü özel, zira nem kontrolü yaparak sebzelerin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Ayrı bir “0 derece” bölümü de var, süt ve et ürünlerini bu bölüme koyarak kullanım ömürlerini uzatabilirsiniz. 

Buzdolabının no-frost özelliği var ve dondurucu bölmesinin kapasitesi tam 97 litre. Çoğu aile için fazlasıyla yeterli olacak bir kapasite bu. Isı kontrolü tamamen otomatik, bu da maksimum seviyede enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Dış kapağı üzerinde bir LED gösterge var, hem çok şık duruyor ve hem de kapağı açmadan buzdolabı kontrollerine ulaşmanızı sağlıyor. Buzdolabını geceleri de kullanmayı sevenlerdenseniz hiç merak etmeyin: LED aydınlatması, toplam 5 adet temperli cam rafı mükemmel bir şekilde aydınlatıyor. Fiyatının çok üzerinde özellikler sunan UES 585 D2K NFI A++ modelini satın aldığım için çok mutluyum, mutfağım hem çok daha şık bir hale geldi ve hem de çok kaliteli yeni bir buzdolabım oldu! https://satis.ugur.com.tr/item/ues-585-d2k-nf-a/100030 adresinden siz de sipariş verebilir, ödemenizi 12 taksit halinde yapabilirsiniz. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,

İlk olarak videolarında beyazları kapatmak için bu ürünü kullanan Londra'da bir türk kızı, İnstagram'da ürünün Türkiye'ye de geldiğini söyleyince aklımda fikirler uçuşmaya başladı.

Hangi üründen bahsediyorum merak mı ettiniz? İnceleyeceğimiz ürün Loreal Magic Retouch.

Fiyatı; 25 TL

Spreyin ucu alışık olduğumuz spreylerin biraz dışında. Sebebi ise geniş bir alana ulaşmıyor olması. Çünkü bulaşma riski çok yüksek ve hemen sabitleniyor. O yüzden küçük küçük alanlara uygulamanız gerekiyor. Ürünün üzerinde spreyi kullandıktan sonra fön yardımı ile kurutulması gerektiği yazıyor ama bu aşamayı atlayabilirsiniz çünkü kurumasında herhangi bir sorun yaşanmıyor. Sadece ilk sıkıldığı an ellerinizle dağıtmaya çalışırsanız her yerinizi boyayabilirsiniz. Bunun dışında yağmurda vs. akma kokma yapmıyor. En güzel yanı da bu sanırım!

Henüz yaşımdan dolayı saçımda beyazlarım yok fakat erkek arkadaşım tepesinde oluşan seyrekleşmeden dolayı oldukça şikeyetçiydi. Ve bende risk alarak, bu ürün beyazları kapatıyorsa seyrekleri neden kapatmasın diyerek şans vermek istedim.

İyi ki almışım dediğimiz bir ürün oldu! Erkek arkadaşım çok memnun kaldı ama yine de eksileri var tabi ki. En büyük eksisi ise ürünü kullandıktan sonra saçınızda hafifte olsa bir matlaşma yapıyor ve gün içinde mutlaka saçlarınızı yıkamanız gerekiyor çünkü yastık yorgan ne varsa hepsini boyuyormuş! Merak etmeyin çamaşır makinasına attıktan sonra boyası çıkıyormuş.

Sevgiler..
Share
Tweet
Pin
Share
14 yorum
Merhabalar,

Yaşadığımız bu kalabalık şehir hayatında biz boğuluyorken, cildimiz ne yapsın?
Sürekli temizlesek dahi gözeneklerimiz kısa sürede doluyor. Siyah nokta oluşumu artıyor vs. vs. cilt sorunlarına başladığımızda bu yazının ardı arkası gelmez. Özellikle de yağlı ciltle mücadele edenler bilirler neyden bahsettiğimi. Son zamanlarda cildimi bu yağ, kir, siyah nokta oluşumundan korumak için kullandığım Garnier Saf & Temiz 3'ü 1 arada temizleme jelinden bahsetmek istiyorum bugün.

Fiyatı: 14,90 TL

Gerçi sadece temizleme jeli demek yeterli olur mu bilmiyorum. Adı gibi 3 farklı şekilde kullanım alanı var temizleme, peeling ve maske. Bu üründe yağ düzenleyici özellik zenginleştirilmiş, beyaz kille de ciltte matlaşma sağlamak amaçlanmış. Günlük kullanıma uygundur dese de siz siz olun içinde iri partiküllerden oluşan ürünleri cildinize her gün uygulamayın.






Bu söylediğimle temizleme kısmını direk olarak atlamış oluyoruz.

Gelelim peeling etkisine; ben duşta buhar sayesinde açılan gözeneklerime masaj yaparak uyguluyorum. Bu kısım belki iğrenç olabilir ama sonuçta hepimiz bu durumla karşılaşmak için ürün arayışına giriyoruz. Duruladıktan sonra burnumdan beyaz kirlerin çıktığına her seferinde gözlerimle şahit oluyorum. Fondöten kalıntısı, dışarının kiri ne varsa alıp götürüyor. Siyah noktalara faydasını çok fazla gözlemleyemesem de önceki yazılarımda bahsettiğim Siyah Maske için zemin oluşturduğunu söyleyebilirim.

Maske kısmına gelirsek eğer; cildimi hafif suyla ıslatıp cildimde çok gezdirmeyecek şekilde orta kalınlıkta sürüp cildim gerilinceye kadar bekletip hafif hareketlerle yıkıyorum. Düzenli şekilde yapmasam da aklıma geldikçe bu şekilde de uyguluyorum.





Favorim ise duşta peeling olarak kullanmak!

Sevgilerle...
Share
Tweet
Pin
Share
14 yorum
Merhabalar,

Son zamanlarda popüler olan ve bir çok markanın da sürekli çeşit kazandırdığı kuru şampuan furyasından olan Elidor Canlandırıcı Kuru Şampuan'dan bahsetmek istiyorum.


Fiyatı: 17,90 TL
Kuru şampuan, suya ihtiyaç duymadan saçınızdaki yağlı görüntüyü alıp, saçınıza canlılık verdiği için on zamanlarda herkesin elinin altında . Eskiden annemler bebek pudrası kullanırmış bu işlem için, onun modern hali diyebiliriz.

Boyalı, normal ve yağlı saçlar için 3 farklı çeşidi bulunan bu kuru şampuanlardan Yağlı saçlar için olanını bulmam baya güç oldu. Şahsen kuru şampuan kullanacaksam yağlı saçlar için olanın en kuvvetlisi olduğunu düşünüp bende onu alırdım. Mantık doğru demek ki. Günü kurtardığı kesin!

Her kullanımdan önce kesinlikle iyice çalkalamanız gerekiyor çünkü içinde matlaşmayı sağlayan pudramsı madde dibe çöküyor. Hatta saça uygularken sprey kısmında bile birikiyor. Saçı tutamlara ayırıp yakın olmayacak şekilde sıkmak gerekiyor, malum sprey ürünleri yakın biçimde kullanmak cilde ciddi zararlar verebiliyor. Spreyi sıktıktan sonra ellerinizle karıştırmak gerekiyor yoksa beyazımsı-gri bir renk kalıyor saçınızda. Sonra istediğiniz şekli verebilirsiniz.

Büyük heveslerle aldığım bu ürün benim isteklerimi maalesef ki karşılamadı. Ben dalgalı ve oldukça fazla saçı olan birisi olarak, üründen beklediğim etkiyi göremedim. Küçük bir ambalajı olmamasına rağmen çok hızlı bittiğine şahit oldum çünkü yağlı görüntüyü kaybedebilmesi için baya sıkmam gerekti. Hacim verdiği konusuna katılıyorum, benim gibi dalgalı yada kıvırcık saçlı insanlar bu etkiyi daha kolay görecektir eminim. Düz saçlarınız varsa ve yağlı görüntü dışında hacim için almayı düşünenleriniz varsa bir kez daha düşünün derim.

Bütün bunların dışında beni kokusu aşırı derecede rahatsız etti. Tekrar ve tekrar almama sebebimin başında kesinlikle kokusu var! Aşırı yoğun ve uçmak bilmeyen bir koku yapmışlar. Parfümümü bile bastıracak şekilde bir kokudan bahsediyorum ki ben koku konusunda çokta hassas bir insan değilimdir. Belki hoşuma giden bir kokusu olsa bu benim için artı bile olabilirdi.

Sevgilerle...

Share
Tweet
Pin
Share
25 yorum
Merhabalar,

Daha Türkiye'ye gelmeden bir çok youtuber ve bloggerdan adını duyduğumuz ve merakla raflarda beklediğimiz Maybelline Lash Sensational Maskara'dan bahsetmek istiyorum bugün.


Fiyatı: 22,90 TL
Hatta bahsetmekte geç kalmış olabilirim lakin kendisiyle yeni anlaşmaya başladık...

İlk aldığımda ürün oldukça ıslak bitişliydi, bulaşmaya çok meyilliydi yani dikkatli sürmek gerekiyordu. Benim gibi hafta içi kısıtlı sürede hemen makyajını yap çık! bir insan için oyalayıcı bir üründü.


Bu rimeli kullanıyorsan kirpiklerinin hacimli, siyah ve kıvrık görünmesini istiyorsun demektir. Tüm bu vaatlerini yerine getiriyor, fakat çok çabuk kuruyor. Yani bir gözünüze rimeli sürüp diğer gözünüze geçene kadar sürdüğünüz rimel kuruyor, bu da aynı kirpik için 2. katı sürmeyi zorlaştırıyor ve yapışık hoş görünmeyen bir manzara ortaya çıkıyor. Başladığınız gibi bitirmeniz gerekiyor yani.

Bu sorunu da çözdükten sonra, rimelinde zamanla kıvamı oturduktan sonra değmeyin keyfinize!
Kirpik dibinizi bile simsiyah yapabilen bu maskaraya bu fiyatlara ulaşmak gerçekten harika. Verdiği hacim gün boyunca kalıyor, bunun yanı sıra kirpikleriniz adeta bir kazık kadar sert oluyor tabi ki.

İşte en çok dert yanılan kısımda bu galiba! Kirpiklere öyle güçlü tutunuyor ki birçok insan temizleme sırasında kirpiklerinin döküldüğünden şikayetçi. Başta bende bu sıkıntıyı yaşamıştım fakat bu rimel en güzel sıcak suyla çözünüyor! Yanlış duymadınız, göz makyajı temizleyicisi vs. kullanmadan önce sıcak suyla gözlerinizi narin bir şekilde akıtıyorsunuz. Sonra istediğiniz ürünü kullanabilirsiniz. Tek bir kirpik bile dökülmüyor.

O zamaan gelsin mi Türkan Şoray gibi bakışlar?

Sevgilerle...

Share
Tweet
Pin
Share
43 yorum
Merhabalar,

Saçlarım konusunda şanslı mı yoksa şanssız mıyım bilemiyorum. O kadar yıpranmış saçlara sahiptim ki, uzunluğu gönlümü fethediyor o yüzden de kestiremiyordum. Değişiklik olsun istediğim için hem kestirip hemde ombre yaptırmaya karar verdim. Saçlarım tahmin ettiğimden daha fazla kesildi. Kesilen saçıma birde ombre yaptırınca, kestirmem çokta fayda sağlamadı. Bende yeni bir saç bakım rutini arayışı içerisine girdim vee görenler saçlarımdaki değişime hayran kaldılar.

Peki saç bakım rutinim nasıl?

Öncelikle indirim kovalayıp, hemen alışveriş sepetinize DAX- Supergro' yu atıyorsunuz. Detaylarını ayrıca paylaşmak istiyorum bu ürünün, o yüzden çok fazla detaya girmiyorum şimdilik.

Duş öncesi; Saçlarınızın diplerine, uçlarına, her yerine sürüyorsunuz. İsterseniz yarım saat, isterseniz 3 saat bekletiyorsunuz.

Duş sırasında; Saçlarımı her hangi bir şampuanla iki kere yıkayıp, ardından tek sefer kremliyorum. Kremliyken belli bir süre bekletiyorum saçımda.

Duş sonrasında; Havlu yardımıyla saçımın ıslaklığını alıyorum. Daha sonra Elseve - Saç güzelleştirici krem yada yağını kullanıyorum. Saçlarım henüz daha nemliyken geniş ağızlı tarakla ( ben 5 dişli kullanıyorum.) tarıyorum. 

İPUCU: Saçlarımı taradıktan sonra çok çok az miktarda hindistan cevizi yağını uçlarına sürüyorum.

Böylece parlayan, sağlıklı görünen ve hızla kendini toparlayan bir bakım rutini oluşturdum. Umarım beğenmişsinizdir ve uygularsınız :)

Sevgiler...

Share
Tweet
Pin
Share
17 yorum

Merhabalar,

Piyasada çok sık gördüğümüz siyah maskeleri bir de ben denemek istedim! Malum siyah noktalar herkesin kabusu...

Gelelim ürünümüze; Black Mask



Ben ürünü eczaneden 20 TL' ye temin ettim. Ürün tutkal kıvamında oldukça yoğun ve kokusuz. Önceliği siyah noktaların yoğun olduğu, burun çevreme verdim. Maskeyi sürdükten sonra 15 dakika kadar kuruma süresi var ve yüzünüz biraz da olsa geriliyor. Ben ince şekilde sürmeyi tercih ettim. Çekerken yüzünüzdeki tüyleri de alıyor tabi ki, asıl acıtan kısmı da orası. 

Peki siyah noktaları alıyor mu derseniz? Almıyor. Tekrar tekrar şans verdim ve duş sonrası gözenekleriniz yumuşamış iken daha etkili olduğunu gördüm. Tamamen temizlemesede  bir siyah nokta bandı kadar alıyor. Ama kesinlikle duş sonrası kullanılması gerekiyor yoksa kuru kuruya canınızı acıtmış oluyorsunuz. 

Siyah nokta bantlarıyla kıyaslamak gerekirse, çokta bir farkı olduğunu düşünmüyorum. Fiyat açısından bakıldığında ise 2 - 4 - 6 'lı siyah nokta bantlarına 15-20 TL arası fiyat vermektense 150 ml olan bu ürünü almak çok daha mantıklı :)

Sevgiler...
Share
Tweet
Pin
Share
25 yorum
Daha Yeni Yayınlar
Önceki Yayınlar

Dİlara Peker

About Amalie

Sosyal Ağ

Bumerang - Yazarkafe

Instagram

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

  • KOZMETİĞE DAİR HERŞEY 1 YAŞINDA!!! İLK ÇEKİLİŞİYLE (KAPANDI)
    Merhabalar , Blog macerama geçen sene bu gün başlamıştım, zaman gerçekten de çabuk geçmiş. Kozmetiğe merakım 3 yıl önce başladı, diğer bl...
  • Yıl olmuş 2021
     Merhabalar, (Artık sadece mail giriş cümlesi benim için bunu yazmak, nereden nereye... ) Yıl olmuş 2021.  En son 2019'da yazmışım geri ...
  • 1 ALANA 1 BEDAVA!! ; CİTY COLOR FAR
    Merhabalaar, Gratislerde satılan şu CİTY COLOR farları mutlaka biliyosunuzdur. Küçük ve şirin olmalarıyla herkeste alma isteği uyand...
  • YANMIŞ SAÇ BAKIMI
    Merhabalar, Saçlarım konusunda şanslı mı yoksa şanssız mıyım bilemiyorum. O kadar yıpranmış saçlara sahiptim ki, uzunluğu gönlümü fethed...
  • RİVAL DE LOOP YOUNG EYESHADOW BASE
    Merhabalar, Göz makyajı yapmayı sevenlerin elinden düşmeyen ürünlerden biriside muhakkak göz bazıdır. Göz bazını, özellikle göz kapağı yağ...

Blog Arşİvİ

. | .| . .