Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır diye boşuna dememiş atalarımız. Havaya bir bakıyorsun günlük güneşlik, ertesi gün ise lapa lapa kar yağıyor. Bugün de yalancı bahar havası yaşıyoruz anlayacağınız :)

Doğal olarak cildimiz de ne yapacağını şaşırıyor. Benim elim böyle havalarda; Excipial Hydro Emülsiyon'a gidiyor.

Öyle sizi cezbedecek süslü bir şişesi yok malesef. Fiyatı da çok uygun hatta o yüzden 'memur kremi' lakabını almış bir krem :)

Su içinde yağ emülsiyonu olarak geçiyor. O yüzden de yapısı çok hafif ve kolay emiliyor. Yağlı bir his bırakmıyor. Kuruyan derinizi nemlendiriyor, içindeki üre sayesinde de cildinizdeki suyu tutarak nemliliği daha da arttırıyor. Kuru soğukların olduğu havalarda, özellikle kullanmaya dikkat ediyorum. Uzun vadeli kullanımda tedavi edici bir krem aynı zamanda. Tüm vücudunuz için kullanabilirsiniz, yüzünüzde buna dahil.

NOT: Hatta çoğu ünlü kozmetik firmaları bu kremlere extra ilaveler ekleyip yeni ürünler üretiyorlarmış.

Ben su bazlı olanını kullanıyorum fakat bir çeşidi daha var, o da Excipial Lipo.

Lipo'nun yapısı biraz daha ağır. Cildiniz aşırı kuru ise Lipo'yu kullanmanızı tavsiye ederim. Tabiki nem ihtiyacı yaşa göre de değişiklik gösterebiliyor. Anneannem ve annem lipo kullanırken, ben hydro kullanıyorum. 

Anlayacağınız bizim ailenin vazgeçilmez üyesi :)

Sevgiler.

İlk çekilişimde, birinci yılımda beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.

Çekiliş vesilesiyle beni tanıyanlar; umarım yazılarımı, paylaşımlarını sevmişsinizdir, çekilişle birlikte son bulmaz umarım tanışmışlığımız. 

169 geçerli katılım oldu.

Ve;

Kazanan Aysel Gürel oldu.

Mail yoluyla bana ulaşmanızı bekliyorum. Ulaşılmadığı takdirde çekiliş yenilenecektir.

 dilarapeker123@gmail.com

NOT: İnstagram'da paylaşmıyorum çünkü blogumu takip eden birisinin olmasını ümit ediyorum.

Sevgiyle kalın.

Yılbaşından beri makyaj yazısı yazmadığımı farkettim. Eğer yılbaşı makyaj yazımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Açıkçası makyaj yazısı yazmaya biraz çekiniyorum. Neden mi? Çünkü bu benim makyaj zevkim ve ne derece beğenirsiniz bilemiyorum sonuçta. Neyse sizi yine renkli sayılabilecek bir makyaj bekliyor.

Makyajımın demir başlarını yukarıdaki fotoğrafta görüyorsunuz. Hepside uygun fiyatlı ve başarılı ürünler. 

Sol baştan saymaya başlarsam;

Minicik farımız Gratislerde satılan City Color. Daha detaylı okumak isterseniz farklı renginin yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Diğeri ise Golden Rose'un bitmeye yüz tutmuş olan 03 numaralı stick fondöteni. Kontürleme işleminde kullanıyorum genellikle.

Genel olarak Essence'nin rimellerinden memnun kalıyorum. Volum veren rimeli bu da.

Fondöten olarak vazgeçilmezim olan Match Perfection yine benimle. Detaylı yazısı burada.

Ve bu makyajın yıldızı Catherine Arley'ın 16 numaralı farı. Yakında kesinlikle ama kesinlikle detaylı yazısını yazacağım. Hiçbir beklentim yokken, aşık oldum resmen rengine. Bu makyajda fırçamı ıslatarak kullandım ve daha metalik bir renk elde ettim. Neyse detaylarını yakında yazarım zaten :)

Ruj yerine ise Emily'nin 201 numaralı dudak kalemini kullandım.

Genel olarak neler yapmışım?

Kontürleme işlemini mini farda ki mat kahverengiyle, aydınlatma işlemini de krem rengiyle yaptım. 

Gözlerimin gölgesini de yine kahverengiyle yaptım, turuncuyla yumuşattım. 

Onun dışında dudak kalemini sürdükten sonra Catherine Arley rengiyle dudaklarımın ortasına çok hafif pıt pıt yaptım.

Bu kadaar.

İndirimler bu ara çok yakın sayılacak cinsten.

14 şubat, 8 mart falan derken kozmetikten nasibimizi aldık. 

Bugün size daha önce hiç karşılaşmadığım cinsten bir fondötenden bahsetmek istiyorum;

Rival De Loop - Long Lasting Make-up

Fondötenimiz cam şişede, pompalı bir sisteme sahip. Cam şişede olmaları sizi korkutmasın, kolay kırılacak cinsten değiller. Pompalı sisteme sahip olmaları benim hoşuma giden yönlerinden. Çünkü yeterli miktarı ayarlayabiliyorsunuz. Tek pompa, yüzünüzü eşitlemede yeterli olacaktır. 

Renk skalası çok geniş olmamakla birlikte, sarı ve pembe alt tonlular düşünülmüş. İlk sürdüğüm zaman biraz pembelik içersede zamanla teninize oturuyor.

Ürünümüz klasik fondöten kıvamında. Ne çok sıvı ne de katı sayılmaz.

Kapatıcılığına orta seviyede diyebiliriz. İkinci katta kusurlarınızı daha iyi gizleyecektir. 

 Fakat!; Bu ürünü kullanırken elinizi çabuk tutmanız gerekli.

Diğer söylemem gereken nokta ise fırçayla uygulamaya pek uygun olduğunu düşünmemem.

NOT: Pudrayla kullanmada fayda var.

Fondötenimizin şişesinde her ne kadar 16 saat kalıcı yazsa da bu yazı bana sadece tebessüm ettiriyor. Sanırım sebebi fotoğrafta oldukça açık! Yukarıda da bahsettiğim gibi bu fondöteni kullanırken elinizi çok çabuk tutmanız gerekiyor. Islaklığı geçtiği an, hala yüzünüze dağıtmaya çalışırsanız geçmiş olsun! Yüzünüzde soyulmaya başlıyor ve neredeyse hiç fondöten kalmıyor.

Hayır yani çok yoğun bir kıvamı da yok aslında. Daha önce hiç böylesine denk gelmemiştim. 

Deneyimleyeniniz varsa yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgiler.

Toplu hali bu şekilde. Bu sefer anneme çalıştık desem yeridir. Kendisinin hiç krem kullanma alışkanlığı yoktur ama artık kırışıklıklara karşı savaş açıyoruz.

Blog macerama geçen sene bu gün başlamıştım, zaman gerçekten de çabuk geçmiş. Kozmetiğe merakım 3 yıl önce başladı, diğer bloglara bakınca aslında yeni sayılır. İlk önce makyaj üzerine videolar izleyerek başladım, daha sonra merak ettiğim ürünleri internette araştırırken buldum kendimi. Farkında olmadan aktif bir blog okuyucusu olmuştum. 

Blog açmak; istediğim ama beceremeyeceğimi düşündüğüm birşeydi. Beceremeyeceğimi düşündüm çünkü pahalı markalar kullanmıyordum, koleksiyonlarım yoktu, uygun fiyatlı ürünlerin insanların dikkatini çekmeyeceğini düşünüyordum. Başlarda kendi kendime yazdım okudum. Yılmadım. Azda olsa zamanla beni okuyan, yorum bırakan, teşekkür eden insanlar oldu. Hiç görmediğim insanlarla samimi arkadaşlıklar kurdum. Aslında korkulacak da bişeyi yokmuş buranın. Ve bir yıl geçmiş ben bu maceraya atılalı. Pişman olmadım asla. 

Yazılarımla ulaşabildiğim insanlara teşekkür etmek istedim ve bu vesileyle sizler için kendimce bir çekiliş hazırladım.