Dilara PEKER

Blogger tarafından desteklenmektedir.
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • KATEGORİLER
    • Alışverİş
    • Bakım
    • Güzellik
    • KİşİSEL
    • Sağlık
    • Ürün İnceleme
  • İletİşİm
Merhabalaar

Bir önceki yazımda Burun Ameliyatı olmadan önce vermeniz gereken kararlardan, dikkat etmeniz gerekenlerden bahsetmiştim. Okumak isterseniz ve eski burnuma bakmak isterseniz buradan yazıya ulaşabilirsiniz.

Bugün ise Ameliyat günümden ve sonrasındaki zorlu bir kaç günden bahsetmek istiyorum.

Daha önce hiç ameliyat olmamış birisi olarak ameliyattan bir gün öncesinde beni bir korku sarmadı desem yalan söylemiş olurum. En çok korktuğum şey NARKOZdu. Yine ve yine internette narkoz hakkında bir sürü yazı okuyup gece uykularımı kaçırdım. Neymiş efendim, narkozda uyananlar oluyormuş, acı hissedenler mi dersin diğer dünyaya gidip gelenlerimi dersiniz anlatamam. Genel olarak bahsedilen ise 10a kadar saydırıyorlarmış yada adını okulunu falan soruyolarmış, siz konuşuyorken de bir bakmışsın bayılıyormuşsun. Heyecanımı ve korkumu istediğim şeye kavuşacağımı düşünerek sakinleştiriyordum.

Ameliyattan 12 saat öncesinde yeme - içme olayını kesiyorsunuz. Benim ameliyatım 12'de başlayacaktı o yüzden de 11 gibi hastanedeydik. 1 gece hastanede kalacağım için ufak bir çanta hazırlamıştım önce odama yerleştim. Hastaneye gelince heyecanım doruk noktasına ulaştı, normalde de çok hoşlanmam zaten hastanelerden. Narkoz seviyesini ayarlamak için size yaşınız, kilonuz, varsa hastalığınız vs. soruluyor. Sonrada ameliyat elbisesini giyip beklemeye başlıyorsunuz. Okuduğum yazılarda öncesinde hep sakinleştirici veriliyor ve sedyeyle ameliyathaneye götürülüyordu. Hemşire hadi gidelim dediğinde şaşırdım  hani sakinleştirici yapmadınız dedim. Güldü ve gerek yok gayet iyisin dedi, annemle yürüyerek ameliyathane kapısına kadar geldik sonrasında ameliyathaneye girdim, ameliyat masasına yattım. Bütün bunları şimdi düşününce Aferin be bana! diyorum. 

Damar yolumu açtılar; adımı, nereli olduğumu, nerede okuduğumu falan sormaya başladılar. Bayılıcakmıyım şimdi? diye sordum. Daha ilacı vermedik kötümü hissediyorsun kendini diye sordular. İnternette hep öyle yazıyordu dedim, güldük. Şimdi nasıl diye sorduklarında etraf bulanıklaşıyor dedim ve gözümü odada açtım :)

Ameliyatım 3 saat kadar sürmüş. Narkozu vücudtan atarken üşüyeceğim söylenmişti fakat üşüme yaşamadım, ayılmam da gayet kolay oldu. Bol bol sıvı tüketmem gerektiği söylenmiş anneme. O sebeple de sık idrara çıkarak direncimi kolay sağlayacakmışım. Herhangi bir ağrı, acı hissetmiyordum ayrıca hiç bir yerimde de morarma olmamıştı. Bu konuda çok şanslıydım. Arada hafif hafif kan sızıntıları oluyordu burnumdan onuda gazlı bezle temizliyorduk. Onun dışında herşey normal gidiyordu. Nefes alabiliyordum, acı hissetmiyordum. Doktor ziyaretime geldi herşeyin yolunda gittiğini harika bir burun yaptığını söyledi. Hatta ameliyatın çok kolay geçtiğini, tampon bile koymadığını söyledi. O an neden nefes alabildiğimi anladım :) 

Beni zorlayan, dik vaziyette uyumak ve gecenin ilerleyen saatlerinde burnun içindeki kan ve kuruyan kabuklar yüzünden rahat nefes alamamak oldu. Bu yüzden de ağzımdan nefes aldığım için dudaklarım kurumaya başladı. Gazlı bezi, soğuk suyla ıslatıp ağzıma alıp emiyordum, bulabildiğimiz en mantıklı çözüm bu olmuştu. Bir ara daralır gibi olunca rahatlamam için hemşire sprey uyguladı. Bunun dışında ameliyat sonrası hiç bir şekilde ağrım olmadı ve ağrı kesici almadım, sadece ameliyat sonrası verilen bir antibiyotik verdiler o kadar. Ayrıca her yarım saatte bir 15 dakika buz uygulaması yapıyorsunuz, hem morarmayı önlemek hemde şişliği indirmek için. Neredeyse sıfır uykuyla o günüde atlatmıştık.

Sabah doktorum kontrollerimi yaptı, sonra bebe aspiratörü gibi vakumlu bir şeyle burnumun içindeki kuruyan kabukları temizledi. Yapmam ve yapmamam gerekenlerin listesini verdi. 2 ay gözlük takmamı yasakladı. Reçete yazdı ve reçetede; burun temizleyici sprey, burun içindeki kabukları nemli tutacak bir sprey, daraldığımda kullanmam için açıcı bir sprey, ve yağlı bir krem vardı.

Ameliyat sonrasında ise; Burun temizleyici spreyi kullanmakta çok zorlandım. Buz koyma sürem yarım saatten bir saate çıktı. Ayrıca dudaklarım kurumaya devam etti bu süre boyunca lipbalm en büyük dostunuz oluyor ve evet dik yatmaya alışıyorsunuz!


Hastaneden taburcu olurken

Uzun bir yazı oldu, sıkılmadan okuduysanız teşekkür ederim. Sormak istedikleriniz olursa çekinmeden yorum bırakabilirsiniz :)

Dikişlerimin alınması, alçının çıkması, bandaj takılması, burnumla ilk karşılaşmam bir sonraki yazıda...

Sevgiler...

Share
Tweet
Pin
Share
8 yorum
Merhabalaar,

Size bugün uzun zamandır hayalini kurduğum şeye kavuşmamı adım adım anlatmak istiyorum.

Ben burnuyla barışık olmayan bir insandım. Belki çok kötü bir burnum yoktu fakat kemer diye tabir ettiğimiz o kemik beni oldukça rahatsız ediyordu. Profilden fotoğraf çektirmekten hep kaçıyordum. Aslına bakarsanız fotoğraflardaki en doğru açıyı bile yakalamıştım artık.


Burnumun önceki hali

Ameliyat olucam, yaptırıcam burnumu diyordum hep. Fakat o cesareti kendimde hiç bir zaman bulamıyordum. Bu zamana kadar hiç ameliyat masasına yatmamış birisi olarak kendime en büyük kötülüğü yaptım ve burun ameliyatı videolarını izlemeye kalkıştım. Siz bunu sakın yapmayın! Sadece kendinizi korkutuyorsunuz. Çünkü uyandığınızda ne olup bittiğini anlamayacaksınız bile.

Cesaret dahi bulamayan ben, 2016 Şubat tatilinde ilk defa doktor araştırmaya başladım. Etrafımda daha önce burun ameliyatı olan kimse yoktu o yüzden de internette araştırmalara başladım. Bir çok site gezdim, bir çok yazı okudum, bir çokta doktor ismini not ettim. Kimi insan memnun kalmıştı kimisi ise pişman olmuş ikinci bir doktor arıyordu. Bu durumdan da korkmuyoruz! Bize en güven veren doktoru buluncaya kadar araştırmaya devam ediyoruz. Burun bu, aceleye gelmez.

Üzerinde durulması gereken konu ise Kulak Burun Boğaz Doktoruna mı yoksa Estetik Cerrahına mı ameliyat olmak istediğiniz. Benim not aldığım doktorlarda her ikisi de vardı. İlk olarak hakkında hiç kötü yorum olmayan Hadi Nural'dan randevu aldım ben. Kendisi KBB uzmanı. Önce ben kendi isteklerimi sıraladım sonra da Hadi Bey burun röntgenimi istedi. Bir sürü teknik şeylerden sonra, Meğersem ben nefes alamıyormuşum! Hal böyle olunca da Kulak Burun Boğaz doktoruna gitmekle en doğru kararı vermişim.

Salı günü randevu alıp doktora gittim ve Perşembe günü ameliyat için saat ayarladık!
Siz, siz olun önce doktorunuza güvenin.

Ameliyat öncesi size tavsiye edebileceğim tek şey ise, burnunuzu yaptırıp, yaptırmamak konusunda emin olmanız. İstemek yetmiyor çünkü, böyle bir değişime hazır olduğunuzdan emin iseniz böyle bir yola girmelisiniz.

Devamı Gelecek...
Share
Tweet
Pin
Share
2 yorum
Merhaba bayanlaar,

Uzun zamandır bloga ayıracak vakit bulamıyordum.  Farkettim ki bugün 100. yazımı yazıyorum.

100. yazı şerefine kaşlarımı kendimin nasıl aldığımı anlatmak istedim. İnstagram'dan takip edenler belki biliyorlardır kaşlarıma çok uzun zamandır kendim şekil veriyorum. Çünkü ne zaman kuaföre gitsem incelmiş kaşlarla karşılaşıyordum. Ve istediğim şekli veremiyorlardı. Zamanla istediğim kaşı kendim oluşturdum ve hatta şekilden şekile de soktum. Uzun zaman düz ve kalın kaş kullandım şimdi ise biraz daha kavis veriyorum kaşlarıma. 


Kaşınızı güzel alabilmeniz için kesinlikle iyi bir cımbıza sahip olmanız gerekiyor. Kullandığım ürünleri yukarıda görüyorsunuz.

Kesik uçlu ve eğimli olan Flormar'ın , düz ve ince olan ise Solingen'ın cımbızı diğeri ise bitmiş olan Max Factor'un 2000 plaza maskarasının fırçası. İşte benim muhteşem üçlüm bunlar. Eğer kaşınızı kesiyorsanız birde kaş makası ekleyebilirsiniz.

NOT: Kaş fırçanızın aynı uzunlukta ve sık kıllı olmasına dikkat edin.


Kaşlarımı ilk önce güzelce tarıyorumm. Daha sonra Flormar'ın kesik uçlu cımbızıyla altları ve kaşımın başlangıç noktasını (ortasını) alıyorum. Tekrar taradıktan sonra başlangıç noktasından içlere doğru girmeye başlıyorum. Bu işlemi Solingen'in düz ve ince cımbızını kullanarak yapıyorum.
Üstleri ise tekrar Flormar cımbızı kullanarak kaşımı almayı tamamlıyorum.


Kaşlarımın arasındaki boşlukları kesik uçlu eyeliner fırçasıyla kaşıma uygun bir far yardımıyla dolduruyorum. Üstüne ise Rimmel London'un kaş rimelini uyguluyorum. 

Umarım beğenmişsinizdir.

Sevgiler.


Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalaar,

Saçlar, bir bayanın en etkili silahıdır diye düşünüyorum. Şekilden şekile soktuğumuz saçlarımızın da tabiki bir modası var! Gelin bu sezonun saç modasını beraber inceleyelim.

Her ne kadar sonbahar gelmek bilmese de bu sezon ıslak görünümlü saçlar moda! Duştan çıkmış gibi görünen özensiz saçlarla seksiliğinize seksilik katacaksınız. Demode diye sınıflandırdığımız saç jöleleri raflarda yerini alacağa benziyor bu gidişle.



Malesef ilkokulda sevmeyerek hatta çoğu zaman ağlayarak yaptırmak istemediğimiz saç örgüleri yine bu sezon da göze çarpıyor.



Her zaman çok beğendiğim ama saçlarımın kıvırcıklığı yüzünden imrenerek bakmakla yetindiğim kahküllerde çok moda! Normalden daha kısa ve sık kahküller dikkat çekmek için yeterli bile.

 


Artık klasikleşen hatta her düğünde mutlaka pişti olunan sımsıkı yapılmış atkuyruğu yavaş yavaş demode olurken, yandan toplanan daha doğal duran saçlar popüler olacağa benziyor.

  


Sonbahar - Kış saç sezonu saç modelleri o kadar detaylı ki sizin için kısaca bu şekilde derledim. Eğer ilginizi çekerse ikinci yazısı da sizlerle olucaktır.

Sevgiler

Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalar,

Bu hafta benim için oldukça zor geçti. Hazırlanması ve sunulması gereken ödevler, aynı zamanda da 3 tane önemli sınavım vardı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de geçen hafta pazar gününden beri hastayım! Şükür! kendimi birazda olsa toparladım.

Fotoğraf alıntıdır.

Aslında aklımda bu yazıyı yazmak yoktu. Beni bu yazıya yazmaya iten ise İnstagram'da dolanan before/after makyaj fotoğrafları oldu. Evet, gerçekten de çok güzel yapılmış makyajlar. Bütün kusurları kapatılmış, porselen gibi kızlar çıkmış ortaya! Bizde zaten kendimizi güzel hissetmek için yapmıyor muyuz bu makyajı? Yapıyoruz. Peki neden bu kadar mükemmel görünmeyi istiyoruz? 

Sokakta, yaş gözetmeksizin etrafınızdaki insanların makyajlarını incelemenizi öneririm. Bazı insanlar kendine yakıştırmayı biliyor, bazı insanlar ise gördüklerini, duyduklarını yapmaya çalışıyor. Özenmek yada taklit etmek ne demek isterseniz artık. Benim söylemek istediğim şey kendinize yakışanı bulun ve onu geliştirin. Takip ettiğiniz yada sevdiğiniz insanlar bunu yapıyor diye sizde yapmayın. 

NOT: Emin olun ki, yaptıkları makyajlar fotoğraflarda yada videolardaki kadar mükemmelde durmuyor.
Share
Tweet
Pin
Share
No yorum
Merhabalaar,

Yılbaşından beri makyaj yazısı yazmadığımı farkettim. Eğer yılbaşı makyaj yazımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Açıkçası makyaj yazısı yazmaya biraz çekiniyorum. Neden mi? Çünkü bu benim makyaj zevkim ve ne derece beğenirsiniz bilemiyorum sonuçta. Neyse sizi yine renkli sayılabilecek bir makyaj bekliyor.


Makyajımın demir başlarını yukarıdaki fotoğrafta görüyorsunuz. Hepside uygun fiyatlı ve başarılı ürünler. 
Sol baştan saymaya başlarsam;

Minicik farımız Gratislerde satılan City Color. Daha detaylı okumak isterseniz farklı renginin yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Diğeri ise Golden Rose'un bitmeye yüz tutmuş olan 03 numaralı stick fondöteni. Kontürleme işleminde kullanıyorum genellikle.

Genel olarak Essence'nin rimellerinden memnun kalıyorum. Volum veren rimeli bu da.

Fondöten olarak vazgeçilmezim olan Match Perfection yine benimle. Detaylı yazısı burada.

Ve bu makyajın yıldızı Catherine Arley'ın 16 numaralı farı. Yakında kesinlikle ama kesinlikle detaylı yazısını yazacağım. Hiçbir beklentim yokken, aşık oldum resmen rengine. Bu makyajda fırçamı ıslatarak kullandım ve daha metalik bir renk elde ettim. Neyse detaylarını yakında yazarım zaten :)

Ruj yerine ise Emily'nin 201 numaralı dudak kalemini kullandım.

Genel olarak neler yapmışım?

Kontürleme işlemini mini farda ki mat kahverengiyle, aydınlatma işlemini de krem rengiyle yaptım. 
Gözlerimin gölgesini de yine kahverengiyle yaptım, turuncuyla yumuşattım. 
Onun dışında dudak kalemini sürdükten sonra Catherine Arley rengiyle dudaklarımın ortasına çok hafif pıt pıt yaptım.
Bu kadaar.





Umarım beğenmişsinizdir.

Sevgileer.


Share
Tweet
Pin
Share
5 yorum
Önceki Yayınlar

Dİlara Peker

About Amalie

Sosyal Ağ

Bumerang - Yazarkafe

Instagram

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

  • KOZMETİĞE DAİR HERŞEY 1 YAŞINDA!!! İLK ÇEKİLİŞİYLE (KAPANDI)
    Merhabalar , Blog macerama geçen sene bu gün başlamıştım, zaman gerçekten de çabuk geçmiş. Kozmetiğe merakım 3 yıl önce başladı, diğer bl...
  • Yıl olmuş 2021
     Merhabalar, (Artık sadece mail giriş cümlesi benim için bunu yazmak, nereden nereye... ) Yıl olmuş 2021.  En son 2019'da yazmışım geri ...
  • 1 ALANA 1 BEDAVA!! ; CİTY COLOR FAR
    Merhabalaar, Gratislerde satılan şu CİTY COLOR farları mutlaka biliyosunuzdur. Küçük ve şirin olmalarıyla herkeste alma isteği uyand...
  • YANMIŞ SAÇ BAKIMI
    Merhabalar, Saçlarım konusunda şanslı mı yoksa şanssız mıyım bilemiyorum. O kadar yıpranmış saçlara sahiptim ki, uzunluğu gönlümü fethed...
  • RİVAL DE LOOP YOUNG EYESHADOW BASE
    Merhabalar, Göz makyajı yapmayı sevenlerin elinden düşmeyen ürünlerden biriside muhakkak göz bazıdır. Göz bazını, özellikle göz kapağı yağ...

Blog Arşİvİ

. | .| . .